Kur'an, yeryüzünde yapılan ilk mabedin Kabe olduğunu geçiyor (Âl-i İmran - 96).
Peki gerçekten öyle mi? Tarih öncesi çağlarda, ilk insan topluluklarının istikrarlı akarsu yataklarında yaşadıklarını biliyoruz. Hayati ihtiyaç olan temiz su kaynağının bulunmadığı alanlarda, en azından toplu olarak yaşayamayacağını ön gördüğümüz insan toplulukları için günümüz Arabistan'ında, üstelik denize kuş uçuşu 70 Kilometre mesafedeki bir coğrafyanın (Mekke) ilk insanlar için toplu halde yaşanabilecek ve dolayısıyla ilk mabed (tapınak) olarak kullanılması mümkün mü?
Arabistan ve Kuzey Afrika, yengeç dönencesi üzerinde bulunmasından ötürü tropikal ve güneş ışılarına dik olarak maruz kalan coğrafyalar. Bu konumda bulunan coğrafyalarda, kaçınılmaz olarak ortaya çıkan kuraklık, tarih öncesi insan toplulukları için yaşanabilir bir alan olmaktan çok uzak görünüyor. Afrika'dan çıkışımızda, güney Arabistan'ın (Yemen) yeşil vahalara sahip yaşanabilir bir bölge olarak Afrika-Asya arasında bir güzergah teşkil ettiğini biliyoruz. Ancak klimatolojik veriler, bu durumun Kuzey ve Orta Arabistan için söz konusu olmadığını söylüyor.
Elbette Arabistan da bir zamanlar yoğun yağışlara maruz kalan ormanlık bir coğrafyaydı. Oxford Üniversitesi'nden Ash Parton, bu dönemin izlerine ulaşmayı başarmıştı. Ancak ulaştığı alüvyon yatakları 160 Bin yıl öncesine tarihleniyordu. Yani bu tespit Afrika'dan çıkışla örtüşmüyor.
Ama şu veya bu şekilde, Arabistan'ın da bir zamanlar su yataklarını besleyebilecek bir iklimin hakim olduğunu biliyoruz. Peki bu yaşanabilir iklimden kalan başka izler var mı? Ya da Ash Parton'un 160 Bin yıl kadar önce varolduğunu tespit ettiği akarsu yatakları, ilk insanların Afrika'dan çıkışına tekabül eden 70-90 Bin yıl önce de var mıydı?
Söz konusu nehirlerin varlığına sözlü efsanelerde rastlıyoruz. Arap yarımadasını kuzeyden güneye ve doğudan batıya bağlayan zengin ve güçlü bir nehir olduğuna dair anlatılar bulunuyor. Bu anlatıları destekleyen bir başka bulgu da, bölgede bulunan ve 7-13 Bin yıl öncesine tarihlenen ceylan kemikleri. Bugün o coğrafyada bulunmayan sığır ve yaban keçilerine ait kalıntılar da söz konusu anlatıyı destekliyor.
Bu konuda en çarpıcı bulgu ise Ptolemy'nin MS 150 tarihli erken Arabistan haritası.
Anlaşılan; Arabistan çölleri, ilk insanın Afrika'dan çıktığı dönemde halen çöl olsa da güçlü akarsularla yaşanabilir bir tabiata sahipti. Üstelik Ptolemy'nin haritasında görünen iki büyük nehrin kesiştiği nokta da bugünün Mekke şehrine tekabül ediyor. Bu veriler ışığında; Mekke'nin ilk insanlara ait en eski tapınak/mabed olması hiç de şaşırtıcı görünmüyor.
İlk Mâbed Kabe mi?
Arabistan çölleri, ilk insanın Afrika'dan çıktığı dönemde halen çöl olsa da güçlü akarsularla yaşanabilir bir tabiata sahipti. Üstelik Ptolemy'nin haritasında görünen iki büyük nehrin kesiştiği nokta da bugünün Mekke şehrine tekabül ediyor. Bu veriler ışığında; Mekke'nin ilk insanlara ait en eski tapınak/mabed olması hiç de şaşırtıcı görünmüyor.