Elbette tarih fazla soyut ve çok anlamlı bir kelime ve kavram. Ancak her anlamı ile bir bütün oluşturur. Biz bu bütünlüğün bizim anladığımız haliyle "Tarihçi" için tarih boyutunu dikkate alacağız.
Önce kısaca kelimenin kökenine inelim ve hangi mefhumdan türediğini anlayalım. Tarih, kökeni itibariyle Arapça olan "Varih" kökünden gelir. Ancak Arapçaya da İbraniceden girmiştir (Yareah). Yareah, AY anlamına gelir. Bilindiği üzere eski çağlardan bu yana zaman hesaplama aracı ayın hareketleri üzerinden hesaplanmaktaydı.
Tarihçiler için Tarih kavramının pastorize bir açılımı vardır; "geçmişin bilgisi". Ancak bu kavram iki fraksiyona ayrılır; Tarihi Olay ve Tarihi Olgu. Tarihi Olay bir vaka, Tarihi Olgu ise vaka sonrasında ortaya çıkan süreçtir diyebiliriz. Örneğin Fransız İhtilalı tarihi olay, ihtilal sonrasında yeni bir siyasal sürecin ortaya çıkması ve insanların hayatına dokunur hale gelmesi tarihi olgu olarak değerlendirilir.
Tarihin tanımı konusunda tarihi ekollerin ortaya attığı tanımları da incelemekte fayda var. Örneğin;
Fransız Marc Bloch "zaman içerisinde insanların ilmi" derken olayları merkeze alır,
Alman Ernest Bernheim "insanların zaman ve mekan çerçevesinde meydana getirdikleri evrimlerini ve bunların toplumsal bir varlığın bireyleri ve toplulukları sıfatıyla yaptıkları fiiller" diyerek hem olay hem olguyu önceller.
Amerikalı Frederick Jackson Turner "geçmişten bize ulaşan, günümüzde ortaya çıkan, tenkitçi ve yorumcu bir anlayışla incelenen kalıntılardır" daha çok bugünü önceleyen bir tanım yapar.
Türk Tarihçisi İbrahim Kafesoğlu ise "olayları ancak onları gözlemleyenlerin bıraktıkları belgelere dayanarak takip etmek mümkündür" diyerek bulgu/belgeyi yorumun önüne koyar.
Özetleyecek olursak; Tarihin Tanımı, tarihçilerin özgün bakış açısıyla belirlenir. Göreceli değildir ancak inançlardaki mezhepler gibi tarihçilikteki ekollere göre aynı anlama tekabül eden farklı bakış açılarıyla ortaya konmuş tanımlar vardır.