Güzide Türk Yurdu Kırgızistan Orta Asya'nın Irak'ı olma yolunda.
Gerçekçi bir nedeni olmayan ama imal edilen sorunlarla kaos ortamı yaratılan Kırgızistan'da bugün iç savaşın eşiğine gelinmiş durumda.
Dışarıdan bakınca Küçük bir ülkede yaşanan genelgeçer bir sorun gibi görünebilir. Ama 6 Milyon nüfusu olan bir ülkede ince ince bezenen "iç savaş" hazırlığını anlamak, ön görmek zorundayız. Çünkü orası bir Türk Yurdu! Üstelik bu sorunun dinamik ve dinamitleri Türkiye'den taşere edildi.
Geçtiğimiz hafta gündeme önemsiz bir haber olarak düştü; "Eski Cumhurbaşkanı Atambayev Gözaltına Alındı"
Bu ürpertici gelişmeyi anlamamız, Kırgızistan'ı bu noktaya getiren süreci doğru yorumlamamız gerekiyor.
Aslında coğrafyası ve nüfusuyla Orta Asya'nın en küçük devletlerinden biri. Çok zengin yeraltı kaynaklarına da sahip değil. Ancak kolay lokma! Getirisine oranla çok küçük bir yatırımla oldukça karlı siyasi operasyon düzenlenebilecek bir ülke durumunda. Çin, Kazakistan ve Özbekistan ile sınır komşusu. Üç Dünya'ya açılan bir medeniyet kapısı; Çin, Hint ve Türk Coğrafyaları. Üstelik Orta Asya'nın su deposu. Kırgızistan'ın su kaynakları Orta Asya'yı çöl olmaktan kurtarıyor. Kırgızistan, akar su kaynaklarının debisini baraj bentleriyle düşürürse hem Kazakistan hem Özbekistan çölleşmeyle yüzyüze kalabilir. Nitekim de oldu. Enerji üretimi için baraj kurarak Özbekistan'a akan suların debisini düşürünce Özbekistan gaz akımını durdurmuştu. Siyasi kaos ortaya çıktı, Kırgızistan Halkı baraj bentlerini yıkmaya kalktılar.
Asya'nın sinir uçlarına dokunan bir bölge Kırgızistan. Bu küçük, mütevazi ülke bir eliyle Çin'e diğer eliyle Kazakistan üzerinden Rusya'ya, bir diğer eliyle Hazar Ülkesi Özbekistan'a temas ediyor. Ancak hem nüfusu hem siyasi gelenekleri bakımından 5. kol faaliyetleri yürütmek için operasyona müsait bir zemine sahip.
Ülkenin Kuzeyi Kırgızistan Türkü ve Rus emperyalizminin en yakından hissedildiği bölge. Gündelik dilde bile Rusça'nın etkisini hissetmek mümkün. Ancak Güney Kırgızistan hem muhafazakar hem de Özbek ve Özbekleşmiş Kırgız Türklerinden oluşan bir dokuya sahip. Ayrıca ülkenin muhtelif bölgelerinde dağınık şekilde yaşayan Ahıska Türkleri yaşıyor. Anlaşılacağı üzere tüm kitleleri Türk. Ancak Rus Emperyalizmi döneminde ayrıştırılan bu kitleler birbirlerine öteki muamelesi yapıyor, husumet besliyorlar. Kuzeyde kendilerini asli unsur kabul eden Kırgız Türkleri, güneyde Muhafazakar Özbek-Kırgız Türkleri, ülkenin muhtelif bölgelerinde yaşayan Ahıska Türkleri Kırgızistan'ın demografik dokusunun bir özeti gibi.
Sosyokültürel ve demokrafik zaafları Kırgızistan'ı siyasal anlamda operasyonel bölge haline getirdi. Ve rutubetten beslenen haşereler gibi kaostan beslenen örgütler buralara larvalarını bıraktı. 90'lı yılların başında, bizzat Türkiye Cumhuriyeti tarafından bölgede kurulan ilişkilerin bir argümanı olarak Fetto'nun kadroları ülkenin en kolay temas edilebilir kurumlarına, okullarına yuvalandı. Kırgızistan'da bulunan özel liseler ve yatılı okullar Fetto'nun hücre evlerine dönüştü. Nihayetinde kontrgerilla alt yapısından yetişen makus müttefikler ABD güdümlü siyasi manevralar sahnelemeye başladılar. Bugün bu manevralar maalesef Kırgızistan'ı iç savaşın eşiğine kadar sürükledi.
Tabi şu Fettocu, şu vatan haini diye resminin altına ismini yazıp damgalamak için bir işaret bekliyor okurlarım. Ama o kadar basit değil gerçekten. Bu bir film değil; Holywood filmlerindeki gibi iyi adam-kötü adam işaretlemesiyle bir senaryo imal etmemek gerekiyor. Zira bu tür örgütler yönetim makamlarını ele geçirmek gibi bir arzu gütmezler. Onların amaçları yönetmek değil yönetilemez hale getirip ortaya çıkan kaostan beslenmek olmuştur hep. Ve yapabilecekleri en ileri hamle iç savaştır.
15 Temmuz vakasını hiçbir aklıselim darbe teşebbüsü olarak görmez. Şüphesiz bu bir iç savaş teşebbüsüydü. Kurguladıkları sistem çökerken bataryada kalan son enerjiyi tek seferde sarfedip belki de çaresizce kendilerini imha ettiler. Bu yönüyle Türk Milletinin ferasetine hep güvenmişimdir. Birkaç yıl önce ölmüş olsa Çamlıca'ya türbesini dikip çaput bağlayacak kadar bağlı kitleler tarafından akıtıldı bu cerahat. Benzeri bir durum Kırgızistan'da da söz konusu. Basın Fetullah'çı hareketin mevcudiyetini ve oluşturduğu tehdidi cesaretle ifade ediyor hatta toplum nezdinde de bu yönde önemli bir teveccüh var. Ancak siyasi tarihleri bakımından bu tür tecrübeleri olmayan Kırgızistan'ın bu cendereden çıkması zor olacak, zaman alacaktır.
Çok açık ki; Türk Devletleri birbirlerine yabancı devletler muamelesi yapmamalılar. Türkiye'de ki bir sorunun yansımasını en uzak Türk Devleti olan Kırgızistan'da görüyorsak anlamalıyız ki tarihimiz, bugünümüz ve yarınımız gibi sorunlarımız da ortak. Ortak sorunlara ortak çözümler üretmek mecburiyetindeyiz. Biz unutsak ta tarih bize tüm Türklerin tek millet olduğunu ve zaman kaybetmeden bir araya gelerek ortak geleceğimiz için adımlar atmamız gerektiğini hatırlatıyor.