2. Murad, eski Arnavut vasalının oğlu İskender'in isyanı üzerine Arnavutluk seferi çıkmışken, henüz seferin başlarında Macar Hükümdar naibi Hunyad'ın Kosova'ya doğru ilerlediğini haber aldı. Hunyad, Macaristan'ın başkomutanıyken İmparatorları Vladislas'ın ölümü üzerine taht naibi (Geçici hükümdar) olmuş, ülkenin idaresini ele almıştı. Hem Varna'da uğradığı bozgunun intikamını almak, hem de naibi olduğu makama kalıcı olarak sahip olabilmek niyetiyle, Arnavutluk seferini fırsat addederek hücuma geçmişti.
2. Murad, isyan eden Arnavut Beyi İskender üzerine yürümüş, ilk hedefi olan Akçahisar'ı zaptetmiş, seferin devamını orduya bırakıp Edirne'ye geçmeye hazırlanmıştı. Ancak Hunyad'ın yaklaştığı haberi üzerine ordusunu tekrar toplayıp Hunyad'ı karşılamak üzere harekete geçti. Hunyad, emri altındaki 24 Bin Macar kuvvetine ek olarak 8 Bin Eflaklı ileAlman ve Bohemyalı 2 Bin tüfenkçi, toplamda yaklaşık 40 Bin kişilik bir orduyla ilerliyordu. Osmanlı ordusunun toplam kuvveti ise 50 Bin kadardı.
Her iki ordu Kosova düzlüğünde yerleştiler. 2. Murad, Hunyad'a antlaşma yapmayı ve sulhu teklif etse de Hunyad, elçilerle konuşma tenezzülünde dahi bulunmadı. Savaşın kaçınılmaz olduğu anlaşılınca 16 Ekim 1448'de son hazırlıklar tamamlandı ve her iki ordu da savaş düzeni aldı. Osmanlı ordusunun sol cenahı adet olduğu üzere Anadolu Beylerbeyi tarafından, sağ cenah Rumeli Beylerbeyi tarafından komuta ediliyordu. Ortada ise en önde hendek kazılmış, ardında develer, onun ardında yere sabitlenmiş istihkam olarak kullanılan kalkanlar, onun ardında ise yeni çeriler konuşlanmışlardı. Macar ordusunda sağ cenahta Macar kuvvetleriyle birlikte Sicilyalılar, sol cenahta ise Alman, Bohem, Transilvanya ve Eflaklı kuvvetler bulunuyordu.
Savaş 17 Ekim 1448'de başladı. Macar kuvvetlerin giydiği kuvvetli zırhlar onları kılıç darbelerinden koruyor, Osmanlı kuvvetleri ise savunma pozisyonu aldıkları için ihtimam ve ihtiyatla savunma yapıyorlardı. Tüm gün, hava kararana dek devam eden mücadelelerde iki taraf da yıpranmış ancak herhangi bir sonuç alınamamıştı. Hunyad, düşmanının gece karanlığından istifade ederek çekileceğini düşünmüştü. Ancak bunun gerçekleşmediğini görünce ani bir gece baskınıyla düşmanı bertaraf etmeyi planladı. Tetikte bekleyen Yeni Çeriler fevkalade bir süratle silahlanarak taarruza karşı koymaya muvaffak oldular.
Mücadelenin ilk günü sonuç alınamamıştı. Bunun üzerine Hunyad, Varna Savaşındaki taktiğini uygulayarak topyekün bir hücum ile düşmanı alt etmeyi planladı. Doğrudan sol cenaha taarruza kalkıp savunma hattını yarmayı denedi. Ancak Turahan, Varna Savaşındaki hataya düşmemek için riske girip yerinden ayrılarak Hunyad'ı sağ cenahtan kuşattı. Sayıca az olan Hunyad'a bağlı kuvvetler sonuca ulaşamadıysa da bozguna uğramadan geri çekilmeyi başardılar. Bu esnada savaşın gidişatını değiştirecek bir gelişme oldu. Eflaklılar 2. Murad'a elçi gönderip anlaştılar. Bu minvalde saf değiştiren Eflak kuvvetleri sayesinde Hunyad sağ, sol ve arka cenahtan kuşatıldı. Ancak yetenekli bir komutan olan Hunyad, bu müşkül durumdan kurtulup istihkamların arkasına kadar çekilmeyi başarmıştı.
Hunyad, Eflaklıların ihaneti ile muvaffak olamayacağını anlamıştı. Ancak geri çekilmesi durumunda 2. Murad'ın peşini bırakmayacağını biliyordu. Zira İzladi savaşında geri çekilmesine rağmen azimle ve canına kast ederek 2. Murad'ın peşini bırakmamıştı. 2. Murad'ın da intikamını almak için bunu yapacağını çok iyi biliyordu. Bunun üzerine ordusuna ihanet ederek savaş meydanından çekilebileceği bir plan yaptı. Hava kararınca Alman kuvvetlerle birlikte topçuların Yeni Çerilerin karşı cenahına konuşlanmalarını emretti. Onlar topların yerini değiştirmek için uğraşırken kendisi fark ettirmeden kaçıp Eflak üzerinden Macaristan'a doğru kaçtı. Ancak, yapacağı sefere katılmayı reddettiği için topraklarına girip istila ve talan ettiği Sırp Despot Brankoviç, onu kaçarken zapt etti ve şehrine verdiği zararı tazmin etmek üzere 100 Bin altın florin fidye ile serbest bıraktı. Ardında bıraktığı Alman kuvvetleri gazilerce esir alınmaksızın ve derhal savaş meydanında öldürüldüler. Savaşın neticesinde Macar kuvvetleri arkalarında 17 Bin kayıp bırakmış, Osmanlı Ordusu ise çok daha büyük zayiata uğrayıp 40 Bin kayıp vermiştir.
Nihayetinde 2. Murad, 2. Kosova Savaşı ile Hunyad müsibetini bertaraf etmiş, eski itibarını yeniden kazanmış ve Balkanlarda ki Türk hakimiyetini pekiştirmiştir (18 Ekim 1448).