Hırvatistan'da yapılan kazılarda ortaya çıkartılan çocuk kafatasları ilginç bilgileri gün yüzüne çıkarttı. 12 ila 16 yaşlar arasındaki 3 erkek çocuğa ait olduğu saptanan iskeletler üzerinde araştırma yapan bilim insanları, buluntuları M.S. 415-560 yıllarına tarihlendirdiler.
Yetersiz beslenme ya da veba gibi ardında iz bırakmayan hızlı bir ölüme maruz kaldığını düşünülen buluntuların Asya kökenli oldukları tespit edildi. Roma'nın yıkılması ve Hun akınlarının yaşandığı döneme rast gelen kronolojik tespitler buluntuların Hun Türklerine ait olduğunu düşündürüyor.
Buluntularda öne çıkan en şaşırtıcı özellik ise iskeletlerin kafa tası şekilleri oldu. Yukarıya doğru daralarak uzayan kafatası formu "Uzaylı Kafatası" olarak anılıyor.
Tarihçiler için kalıntıların bulunduğu dönemde kafatası deformasyonu kimi toplumlarda karşılaşılabilen bir durum ve aslında çok da şaşırtıcı değil. Bu uygulama özellikle Güney Amerika, Afrika ve nadiren de olsa Çin'de uygulanmış olduğu biliniyor. Ancak söz konusu uygulamanın Türklerde de söz konusu olabileceğine dair hiç bir bulgu ya da ön görü bulunmuyordu. Söz konusu buluntular Türklerin de kafatası deformasyonu yöntemiyle fenotiplerini değiştirmeye teşebbüs ettikleri ortaya çıkmış oldu.
Kafatası Deformasyonu Nedir?
Yoğun olarak İnkalar ve nispeten Mısırlılar tarafından uygulandığı düşünülen kafatası deformasyonu, bebeklerin başlarına bez/tahta bağlayarak sıkıştırma yoluyla kafatası gelişimini istenilen biçim ve formda sağlamayı amaçlayan antik bir uygulamadır. Bu uygulamaya daha çok mistik toplumlarda ve dini unsurları güçlü olan kültürlerde rastlanıyor. Asya'da ki en eski örneği M.Ö. 12.000'de Çin sahasında bulunan deformasyon uygulaması 8. yüzyıldan sonra terk edilmiş ancak öncesinde çokça rağbet gören estetik/dinsel bir uygulama olmuştur.